بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

لَمَجْمُوعُونَ إِلَىٰ مِيقَٰتِ يَوْمٍ مَّعْلُومٍ ٥٠

Belirlenmiş bir günün randevusunda bir araya getirileceklerdir.

– Seyyid Kutub

ثُمَّ إِنَّكُمْ أَيُّهَا ٱلضَّآلُّونَ ٱلْمُكَذِّبُونَ ٥١

Sonra siz, ey sapık yalanlayıcılar,

– Seyyid Kutub

لَءَاكِلُونَ مِن شَجَرٍ مِّن زَقُّومٍ ٥٢

Size kesinlikle Zakkum ağacının meyvası yedirilecektir.

– Seyyid Kutub

فَمَالِـُٔونَ مِنْهَا ٱلْبُطُونَ ٥٣

Onunla karınlarınız doldurulacaktır.

– Seyyid Kutub

فَشَٰرِبُونَ عَلَيْهِ مِنَ ٱلْحَمِيمِ ٥٤

Üzerine de kaynar su içeceksiniz.

– Seyyid Kutub

فَشَٰرِبُونَ شُرْبَ ٱلْهِيمِ ٥٥

Onu, içtikçe susayan develer gibi içeceksiniz.

– Seyyid Kutub

هَٰذَا نُزُلُهُمْ يَوْمَ ٱلدِّينِ ٥٦

Onlar hesap günü işte böyle ağırlanacaklardır.

– Seyyid Kutub

نَحْنُ خَلَقْنَٰكُمْ فَلَوْلَا تُصَدِّقُونَ ٥٧

Sizleri yaratan biziz, bunu onaylasanıza.

– Seyyid Kutub

أَفَرَءَيْتُم مَّا تُمْنُونَ ٥٨

Fışkırttığınız meniyi görüyor musunuz?

– Seyyid Kutub

ءَأَنتُمْ تَخْلُقُونَهُۥٓ أَمْ نَحْنُ ٱلْخَٰلِقُونَ ٥٩

Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa onu yaratan biz miyiz?

– Seyyid Kutub

نَحْنُ قَدَّرْنَا بَيْنَكُمُ ٱلْمَوْتَ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوقِينَ ٦٠

Ölümü aranızda plânlayan biziz. Hiç kimse bizim önümüze geçemez.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu